alaçatı'nın tarihi
Antik Çağda adı "Agrilia" olan Alaçatı, Batı Anadolu tarihinde "Ionia" diye adlandırılan, İzmir'in güneyinden başlayıp Menderes Irmağı'na kadar uzanan bölgenin tam merkezinde yer alır. Beldemize en yakın "Ionia" kentleri Alaçatı'nın bir köyü ve bugünkü adı Ildırı olan "Erythrai", Sakız adası yani "Chios" ve Urla İskelesi "Klazomenai"dir. Heredot Tarihi'nin birinci kitabında Ionia hakkında şöyle yazar:
"Ion'lar kentlerini bizim yeryüzünde bildiğimiz en güzel gökyüzü altında ve en güzel iklimde kurmuşlardır. Ne daha kuzeydeki bölgeler, ne de daha güneyde kalanlar Ionia ile bir tutulabilir, hatta ne doğusu, ne batısı; kimisi soğuk ve ıslak, kimisi sıcak ve kurak olur."
Ionia kentleri Akdeniz'deki kolonilerin de kurulmaya başlamasıyla M.Ö. 7. yüzyılda altın çağlarını yaşamışlardır. Bu dönemde 12 şehirden oluşan Ionia Birliği özellikle bilim, felsefe, heykeltıraşlık ve mimaride dünyaya yol göstermiştir.
Erken Osmanlı tarihinde Alaçatı'ya kaynaklarda bir "Yaya-Müsellem" köyü olarak rastlıyoruz; yani fetihlerin genişlemesiyle, fethedilen yerlere iskanlarla nüfus ve asker sayısı artınca 1361'de kurulan ordu teşkilatının bir parçası: "Yaya" (piyade) ve "Müsellem" (süvari) köyü… Beldemiz adını "Alacaat Aşireti"nden alıyor. 1830'larda Bölgenin ayanı Hacı Memiş Ağa - ki bugün adı Alaçatı'nın bir mahallesinde yaşamaktadır- depremlerle sarsılan Sakız Adası'nda yoksullaşan Rum nüfusu çeşitli işlerde çalışmak üzere bölgeye "davet eder", böylece yalnız Alaçatı değil, Çeşme, Karaburun ve Urla'nın da kaderi değişmeye başlar. Yerli nüfus "harpte savaşırken" Rum gençleri bağlarda, zeytinliklerde yardımcı olmaya başlarlar.
19. yüzyıl sonunda artık "Alatzata" köyü (Rumlar "Alacaat"ı "Alaztata" yapmışlardır) özellikle bağları ve şarabı ile önemli bir üretim ve ticaret merkezi haline gelmiştir. Çoğu Rum olan nüfus 12 bine ulaşmıştır. 1873'te Alaçatı'da Belediye Teşkilatı kurulmuştur.